Kaza Ve Kadere İman
Kaza Ve Kadere İman
Soru: Kaza nedir?
Cevap: Kaza; Ezelde takdir olunan şeyin takdir gereğince varlık âlemine çıkarılması (yaratılmasıdır).
Soru: Kader nedir?
Cevap: Kaderin birçok tarifi vardır. Biz burada sadece ikisini vereceğiz:
a) Kader: Cenabı Hakkın ezeli iradesi gereğince her şeye kendi hususiyetini tahsis etmesidir.
b) Kader: Cenab-ı Hak tarafından bütün eşyanın, kâinatın ve hadiselerin ezelde (yaratılmadan evvel) durumları, vasıfları, sebepleri ve şartları; zaman ve mekânlarıyla hudutlandırılmasıdır.
Soru: Kaza ve Kadere inanmak İmanın şartı mıdır?
Cevap: Evet. İslâm dininin altı iman esasından biridir. Peygamberimiz, kendine bir ihsan şeklinde gelerek sualler soran Cebrail aleyhisselâmın; (iman nedir ya Resulullah) sualine:
“İman; Allah'a, Meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve kadere; hayrına ve şerrine inanmandır” buyurmuştur.[104]
Soru: Kur’anı Kerim’de Kader ile ilgili Ayetler var mıdır?
Cevap: Bu hususta birçok ayetler vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
“Biz her şeyi bir kader ile yarattık.” [105]
Soru: Kadere inanmak şart mıdır?
Cevap: Evet. Daha evvelki Sorulara verdiğimiz Cevaplarda belirttiğimiz gibi Âyet ve hadisle sabit olan kadere inanmak her müslüman için şarttır.
Cevap: Hayır. Kader sadece insanlarla ilgili olan bir şey değildir. Aksine insanlarla beraber canlı ve cansız, yaratılmış ve yaratılacak her varlık ile yakından ilgilidir.
Soru: Kaderin, insandan başka var olan her şeyle ilgili bulunduğuna birkaç örnek vermek mümkün müdür?
Cevap: Mümkündür. İşte bunlardan bazı örnekler:
a) Suyun akıcılığı, taşın sertliği, ateşin yakıcılığı gibi bütün eşyaların hususiyetleri bu takdirin neticesidir.
b) Varlık aleminde bulunan yer çekimi rüzgârın meydana gelmesi, ısınan maddelerin belli bir kanuna göre genişlemesi gibi bütün tabii kanunlar bu ezeli takdire bağlıdır.
c) Hayvanlarda görülen içgüdüler: Ördeklerin yüzmesi, kuşların uçması, Arının bal yapması Allah'ın takdiri ile olmaktadır.
Soru: kadere karşı gelmek mümkün müdür?
Cevap: Kâinatta en küçük parça olan atomdan tutun da güneşe ve en büyük varlıklara varıncaya kadar her şeyin hareketi ve onlarda meydana gelecek değişiklikler, ilâhi takdirle tesbit edilmiştir. Hiç bir varlığın bu takdire en ufak bir sekide karşı gelmesi mümkün değildir. Her varlık kendisi için ne takdir edildi ise tamamen ona uygun durumda olmağa mecburdur.
“De ki her şey kendi yaratılışı üzere hareket eder.” [106]Ayeti ile ve Güneş de kendine tayin edilen karargâhta (mahrekde) seyr ve cereyan etmektedir.
“Bu Aziz ve Alim (her şeye galip, her şeyi bilen) Allah'ın takdiridir.”[107] Ayetleri bu hususu anlatırlar.
Soru: İnsanın kader bakımından diğer yaratıklardan farkı var mıdır?
Cevap: İnsanın diğer yaratılmışlar arasındaki müstesna yeri ve yaptıklarından sorumlu olma durumu onu takdir bakımından da diğer yaratılmışlardan ayırmaktadır.
Soru: İnsanın kendi kaderini tayin etmesinde bir rolü var mıdır?
Cevap: İnsan diğer yaratılmışların tabi olduğu (mecbur kılan bir kader) yerine, iradesine bağlı olarak yürüyen bir kaderi vardır. Şayet insanın iradeye bağlı olan işlerinde de kaderin mecbur kılan bir hükmü cereyan etseydi o zaman insandan, diğer varlıkların hiç birinden istenmemiş olan yüce vazifelerin bir tanesini bile istemek adalet anlayışına uymazdı. Bundan dolayı diyoruz k, insan; iradeye bağlı olan işlerinde kaderini kendi tayin eder. Yani kendi hür iradesi ile isterse iyilik tarafını, isterse fenalık tarafını seçer, iyiyi isteyen kötüye sevk edilmediği gibi, fenayı isteyen de Allah'ın hususi bir ikramına uğramadan iyiye sevk edilmez.
Soru: Allah insanların ilerde ne yapacaklarını bilip evvelce yazmış mıdır?
Cevap: Evet. Allah bütün insanların hayatlarında yapacakları her şeyi en ince noktasına varıncaya kadar bilir ve yazmıştır da.
Soru: İnsanın kendi kaderini tayininde bir etkisi var mıdır?
Cevap: Evet. Bu soruyu cevaplandırmak için alttaki soruların cevabını dikkatle okuyunuz.
Soru: Kaderin kaç çeşidi var?
Cevap: Kader iki çeşittir:
a) Muallak kader,
b) Mübhem kader.
Soru: Muallak kader nedir?
Cevap: İnsan iradesi ve kudretinin dışında kalan hadiselere ait kaderdir. Aniden meydana gelen afetlerin neticesi olan zarar ve ziyanlar, fırtınalar ve depremler, ölüm halleri bazı insanların zayıf, bazılarının sağlam bünyeli yaratılmaları hepsi kaderin bu çeşidine girer.
Soru: Mübrem kaderle uğraşmak doğru mudur?
Cevap: Mübrem kaderden bahsetmeyi Peygamber Efendimiz yasaklamıştır. Kendisine “Kıyamet ne zamandır” Sorusunu sorana;
“Kıyamet için ne hazırlığın vardır” diye sorarak, bilinemiyeceğini, bilinmesinde bir fayda sağlanamıyacağını ifade etmek istemişlerdir.
Soru: İnsanın mübrem kaderden olan tabiat olaylarıyla uğraşması, onu değişikliğe uğratmaya çalışması doğru mudur?
Cevap: Kader konusunun bu kısmı çok önemlidir. İnsanlar Allah'ın yaratmış olduğu tabiat kanunlarını hiç bir zaman değiştirmeye yeltenmemelidir. Zira bunu becermek imkânsız olduğu gibi, buna kast etmekte büyük bir günah ve -haşa- Allah'a karşı isyandır. Zaten bir insan\n gece ile gündüz gibi mübrem kaderden olan bir şeyi değiştirmesinde hiçbir etki yaratamayacağı apaçık ortadadır,
Soru: İnsanların bu kanunlar karşısındaki durumu ne olmalıdır?
Cevap: İnsanlar bu kanunlara karşı “gücüm yetmiyor, öyleyse yapacağım bir şey kalmadı” diyerek yatmaları büyük bir hüsrandır. Bu durumda fertlere düşen vazife uyumak değil bu kanunları öğrenip, ona göre hareket ederek insanlığa hizmet etmektir.
Soru: Tabiat kanunlarından faydalanılarak insanlığa nasıl hizmet edilebilir?
Cevap: İnsanoğlu bu çalışmasını birçok şekilde tatbik edebilir. Meselâ: Paratoner ile yıldırımın belli bir sahaya düşmesi sağlanır, barajlar kurarak su taşmaları bir dereceye kadar zararsız hale sokabilir, depremler, fırtınalar bir an önce haber alınarak bunlardan korunma çareleri bulunabilir.
Soru: Kaderin insan işlerine olan tesiri nedir?
Cevap: Allah her hadiseyi bir sebebe bağlamıştır. O sebepler meydana gelmeden o hadiselerin olması mümkün değildir. Meselâ bir şey yemeden doyulmaz. Evlenmeden çocuk sahibi olunmaz v.s. insan, bütün şartlarını yerine getirmeden başarıya ulaşamaz. Yani bir işi yapmak istediği zaman onu başaramazsa bilmeli ki bütün şartlarını yerine getirememiştir.
Soru: İnsanın iman veya küfür yolunu seçmesinde kaderin etkisi var mı?
Cevap: Hayır. Kader, iradesini iman yoluna sarf eden kimseyi küfre, küfür yoluna sevk eden kimseyi de -Allah'ın hususî bir ikramı olmadan- iman yoluna sevk etmede tesir etmez. Şayet maksat yerine gelmişse bu, yapmak istediğimiz şeyin şartlarını tamamladığımızdan dolayıdır.
Soru: Takdir değişir mi?
Cevap: Takdir Allah'ın ilmine bağlıdır. Onun sonsuz ilminin neticesi olduğu için de asla değişmez.
Soru: Şayet -haşa- Allah'ın takdiri değişiyor denirse bir çelişiklik ortaya, çıkar mı?
Cevap: Şayet takdir değişmiş olsa -haşa- Allah'ın o şeyi olduğu gibi bilmemesi lâzım gelir. Bu ise, yani Allah'ın her şeyi olduğu gibi bilmemesi İslâm inancına uymayan batıl bir inançtır. İslâm inancında Allah’ın sonsuz bir ilme sahip olduğu gerçeği biliniyor. Takdirin değişmesi O'nun bu sonsuz ilmiyle bir çelişiklik ortaya koyuyor.[108]
data-ad-client="ca-pub-8844673487498982"
data-ad-slot="6052113740">
Son yorumlar
- Zinanın cezası
5 yıl 49 hafta önce - hadis sahih mi
5 yıl 50 hafta önce - zekat
5 yıl 51 hafta önce - hadıs
6 yıl 39 hafta önce - Onunla barışmayacağıma yemin ettim
6 yıl 39 hafta önce - gusül abdesi
6 yıl 40 hafta önce - muhacir ve ensar nedenleri
6 yıl 40 hafta önce - beğeni
6 yıl 40 hafta önce - Tevbe
6 yıl 50 hafta önce - Imam Muslim
6 yıl 50 hafta önce
Yeni yorum gönder