Müslüman Olmayan Kadınla Evlenmek
Müslüman Olmayan Kadınla Evlenmek
Müslüman olmayan bir erkekle müslüman olan bir kadının evlenemeyeceğini daha önce söylemiştik. Buna karşılık müslüman bir erkek gayri müslim bir kadınla evlenebilir. Ancak, bu kadının kitap ehlinden, yani hristiyan veya yahudi olması şarttır. Ateşe, güneşe, yıldızlara putlara tapan müşrik kadınla evlenilmez. Dıştan müslüman görünen, fakat söz ve davranışları ile dinimizin emir ve yasaklarına karşı koyan meselâ, haramı helâl kabul eden bir kadınla da evlenilmez.
Kitaplı kadınlarla evlenmek konusunda İslâm âlimleri arasında bazı görüş ayrılıkları vardır. Çoğu âlimler gayri müslim bir kadınla evlenmenin caiz olduğunu ileri sürmüşlerdir. Yalnız Hz. Ömer bunu doğru görmez.
Hz. Ömer'in Halifeliği sırasında İslâm orduları birçok yerleri fethediyor, yeni yeni ülkeleri İslâm devletine katıyordu. Bu arada İslâmın yiğit kahramanları ve bazı sahabiler kitap ehlinden kadınlarla evleniyorlardı, İslâm ailesi ve müslüman nesli bakımından bunu tehlikeli gören Halife Hz. Ömer gayri müslim kadınlarla olan evlenmeleri hoş karşılamıyordu. Sahabelerden Hz. Huzeyfe bir yahudi kadınla evlenmiş, Halife Ömer kendisine:
“Onu salıver.” diye yazmıştı. Huzeyfe’nin
“O haram mıdır?” diye sorması ürerine Hz. Ömer şöyle cevap vermişti:
“Hayır, fakat onların ahlâk bakımından mazbut olmayanlarına tesadüf edeceğimizden korkuyorum”.
Açıkça anlaşılmaktadır ki, Hz. Ömer, müslüman olmayan bir kadınla evlenmeyi haram görmemiş, fakat İslâm ailesi ve müslüman neslin geleceği bakımından tehlikeli bulmuştur. Hz. Ömer'e hristiyan veya yahudi olan bir kadınla evlenmenin hükmü sorulur. O da;
“Allah müşrik kadınları müslüman erkeklere haram kılmıştır. Ben, bir kadının; Rabbim İsa'dır veya (Allah'ın kullarından biri için) falandır, demesinden daha büyük bir şirk tanımıyorum”şeklinde cevap verir. İslâm hukukuna göre din ayrılığı verasete engel teşkil eder. Buna gayri müslim bir kadın müslüman kocasından miras alamaz. Bu yüzden de onunla evlenmek mahzurludur.
Günümüz Türkiye’sinde yabancılarla evlenmeler yaygınlaşmış nerde ise moda haline gelmeye yüz tutmuştur. Burada şu noktayı belirtelim ki, müslüman olmayan erkeklerle evlenen Türk kızlarının çoktan müslümanlıktan ve Türklükten çıktığını kabul ediyor ve bu noktayı bir kenara bırakıyoruz. Yalnız şunu söyleyelim. Bu hususta İslâm ailelerinin uyanık olmaları gerekir. Hatta etraflarından olan böylesine din dışı nahoş olayların kahramanlarını yola getirmeye çalışmaları üzerlerine düşen dinî birer borçtur. Konumuz bu değildir. Konumuz kızların müslüman erkeklerle hayatlarını birleştirmeleridir. Bu ne olacaktır? Gerçi yabancı kızlar, usûlüne uyarak, müftülük dairelerine uğrayarak müslüman olduklarını ilân ediyorlar. Fakat bu, çoğu zaman bir formaliteden, usûlden öte bir mânâ taşımıyor. Çünkü gerçekte müslüman olmayan bir kızla evlenen bir müslüman erkeğin kurduğu aile yuvasında İslâmın şaşmaz prensipleri hüküm sürmüyor, bu yüzden de o yabancı kız İslâmiyeti ka-: bul etmekle birlikte İslâmın potasında erimiyor. Evlerinde tipik bir Alman veya Yahudi gibi yaşıyorlar. Çocuklarına müslüman babanın dilini öğretmiyorlar. Bunun yanında müslüman koca da din ve milliyet ile birlikte günden güne artan bir hızla erimektedir. Ve geleceğimiz bakımından büyük bir tehlike işareti gösteren bu duruma biç bir yetkili makam da tedbir arıyor değildir.
Düşününüz bir kere ki, Halife Hz. Ömer Allah Resulünün sahabelerinden o derece endişe duyunca her geçen gün daha fazlası ile gönüllerden imanın silinmeye yüz tuttuğu zamanımızda artık bizim endişemizin derecesi ne olmalıdır. Elbette bu istikametteki olumsuz gelişmeler dinimiz hesabına büyük bir darbedir. Bu konuda yine müslüman kardeşlerimize kendi çaplarında ağır sorumluluk ve vazifeler düşmektedir. Biri yandan İslâmî aşıyı gönüllere zerk etmeye çalışırken, Öte yandan da İslâm ailelerinin İslâmiyeti bütün prensipleriyle kendi aralarında tatbik alanına koymaları gerekir.
Yabancı memleketlere gönderilen işçilerin evlenme durumu:
Bir acıklı manzara daha var ki o, iyiden iyiye büyük bir bozgunun kucağına atılışımızın benzersiz örneğidir. Günümüzde Avrupa memleketlerine işçi gönderiyoruz. Bunun mânâsı, müslüman kardeşlerimizin; hıristiyanlığın kucağına ve yaygın fuhuşun girdabına düşmesi ve atılması demektir. Bunlardan evli olanların bir kısmı oralarda evlenmekte ve buradaki çoluk çocuğundan ayrılmaktadır. Kendisi, Avrupa’nın Allah tanımaz maddî yükselişlerinin içinde bunalıp kalmakta, çoluk çocuğu da Türkiye'de dağılıp perişan olmaktadır. Bu iki taraf için de büyük bir yıkımdır. Çünkü erkek Avrupa’nın kadınlı içkili eğlence âlemlerinin büyüsüne kapılarak müslümanlığını küçük görmeye başlamakta; kadın da çoğu kere ya başka biriyle evlenerek çocuklarının perişan olmasına ortam hazırlamakta, ya da çoluk çocuğunun geçim derdine düşerek belki de kötü yola düşmektedir. Hele Avrupa’ya ihraç ettiğimiz kadın işçilerimizin durumu ise hiç de iç açıcı bir manzara göstermiyor. Bir kadının yabancı bir memlekete iş aramak için gitmesi kadar korkunç bir şey düşünülmez. Sonra orada Alman erkekleri ile olan münasebetleri ise duyduğumuz günlük haberler arasına girmiştir. Bu konuda daha fazla söz etmek istemiyoruz. Yalnız devlet ve millet olarak bütün manevî değerlerimizi kaybetmeğe doğru hızla yol aldığımızı hatırlamalıyız.
Tabii ki bu arada hayat şartlarında da birçok değişikliklerin olacağını söylemek gerekir. Meselâ Almanya'da su kıttır. Su yerine daima bira kullanılır. Halbuki bira dinimize göre içki sayıldığından haramdır. Bunu içen müslüman işçi kardeşlerimiz Allah emirlerine ve Kur'ân yasaklarına karşı gelmiş oluyorlar. Et meselesi de böyledir. Oralarda domuz eti kullanmak normal karşılanır, ama İslâmiyet birçok haklı sebeplere dayanarak domuz etini müslümanlara yasaklamıştır. Bütün bunlar bir mü'minin üzerinde titizlikle durması gereken önemli meselelerdir.
Yukardan beri söylediklerimiz coşkun iman taşıyan gönüller içindir. O yüzden zaten İslâm çizgisinden ayrılmış, olanlar, sözlerimizi içi boş bir takım kelime ve lâflardan ibaret karşılayabilir. Ama tekrar edelim ki İslâm dini insanlık dinidir. İnsanoğlunun maddi ve mânevi lekesiz kurtuluşa kavuşmasının mücadele bayrağını açmıştır. Bu yolda dizi dizi şehitler vermiş bir milletin torunları servet biriktireceğim para yapacağım, diye yabancı ülkelerde din ve ahlâkını bırakıp üç buçuk günlük fâni hayatı uğruna ebedî olan âhiretini feda etmemelidir.[184]
data-ad-client="ca-pub-8844673487498982"
data-ad-slot="6052113740">
Son yorumlar
- Zinanın cezası
6 yıl 2 hafta önce - hadis sahih mi
6 yıl 3 hafta önce - zekat
6 yıl 3 hafta önce - hadıs
6 yıl 44 hafta önce - Onunla barışmayacağıma yemin ettim
6 yıl 44 hafta önce - gusül abdesi
6 yıl 45 hafta önce - muhacir ve ensar nedenleri
6 yıl 45 hafta önce - beğeni
6 yıl 45 hafta önce - Tevbe
7 yıl 3 hafta önce - Imam Muslim
7 yıl 3 hafta önce
Tevbe
Benim çok yakın bir arkadaşım var. Bana dertlerini anlatır. Yine bir gün derdini anlattı ve ben yardımcı olamadım. Derdi şu: Nefsinin arzu ve isteklerini yapan birisi. Bu isteklerini yaptıktan sonra pişman oluyor. Tevbe ediyor. Ama işin aksi tarafı Tevbesini bozuyor. Tekrar pişman oluyor. Kendisine kızıyor. Ama bu durumdan kurtulamıyor. Ayet okuyunca rahatlıyor. Ama belli bir süre boyunca ondan sonra birkaç saat sonra Tevbesini tekrar bozuyor. Tekrar pişman oluyor. Yani, anlayacağınız iradesi nefsini yenememiş. Bu durumda ne önerirsiniz? Bir yönteminiz var mı?
hristiyan ile evlilik ve cocuk
Hristiyan biriyle evliyim ve birde kiz cocugum oldu basimizda buyuk yoktu böyle bir yola basvurup sonunu dusunmeden cikmaz bir yola girdim.cocugu ne kadar bir sey ögretmeye calissamda olmuyor.ayrilsam cocuk anasinda kalacak.cocugu da biraksam gunah olurmu?annesi din ile pek alaksida yok.burada yasayan musluman insanlarin cocuklarida islamdan uzaklar.caresoz kaldim allahtan yardim bekliyorum bu cocugun durumu ne olur?hristiyan olursa sorumlusu benmiyim?annesi verse tek birnoktada birlessek daha kolay olacak.ama kanunlar hep annenin tarafinda kafirde olsa dinsiz de olsa kanun cocugu ona veriyor.neyapayim ben?icim huzursuz...
CVP:hristiyan ile evlilik ve cocuk
cocugunuzla daha çok ilgineniniz. Müslüman arkadaşlar edinmesine sağlayınız. Türkiyeye gezmeye getiriniz. islami binalar türbeler vs görmesini sağlayın. seyahat boyunca kültürünüzü adım adım aktarın.
yaşına göre seviyeli olunuz. herşeyi vermeye kalkarsanız geri tepebilir
hirisriyan bayanla evlenilirmi
selam u aleykum kardeslerim
hirisriyan kadindan iki kizim var ve hiristiyan olan kiz arkadasim dinimizi kabul ediyor ama musluman olmak istemiyor bu durumda ne yapmaliyim yardimci olursaniz sevinirim tesekurler
CVP:hirisriyan bayanla evlenilirmi
Buradaki durum nedir tam anlayamadım. Eğer kadından 2 çocugun varsa kesinlikle evlenmen gerekir. Cocuklarını babasız bırakmamalısın. yazınız belirsiz
Yasaklarla, önlemler almaya
Yasaklarla, önlemler almaya çalışmak, şikayet edilen durumu daha çok arttırmaktan başka işe yaramaz... Bu nasıl bir imandır, nasıl bir kendini adamışlıktırki bir kadının karşısında hemen kendini kaybetsin, kendini içkili kumarlı eğlencelerde sarhoş etsin!!!... Eğer içinizde Allah'ı bulmuşsanız, sizi hiçbir şey, ama hiçbir şey kandıramaz, burası 1... Domuz yemek istemeyen bir insan bunu dünyanın her yerinde başarabilir. Avrupa'da kimse kimsenin ağzına zorla domuz tıkıştırmadığı gibi, her ürünün arkasında da içinde ne olduğu yazıyor. Vegeteryan olursun yine de domuz yemezsin, burası 2... Avrupa'nın çoğu inançsız değildir. Onlar da tek olan Tanrı/Allah'a inanmaktadırlar ve İsa hiçbir zaman ben Tanrı'yım dememiştir, hiçbir kilisede de bunun tersi öğretilmez, burası 3... Türk olmakla, İslam dinine inanmakla ve bir olan'a, yüce varolan'a ibadet etmek birbirinden ayrı şeylerdir, yazınızda bunların hepsini sanki aynı küfeye koymuşsunuz... Senegal'de veya Ürdün'de de müslümanlar var. Kültürel adetler başka şeylerdir, bir olan yaratıcı için (Tanrı/Allah) yaşamak başka şey... Hem ayrıca birinin tutup da bazı adetleri yapmaması, onu Türk olmaktan ya da başka bir ülkenin vatandaşı olmaktan çıkarmaz... burası da 4. önemli gördüğüm nokta...
Yazınızın sonunda yazdığınız gibi, yazdıklarınızı hiç de içi boş şeyler olarak görmüyorum. Benim görüme göre hayatınızda daha çok sevgiye ve anlayışa ve hayatın gelişimine saygı duymaya ihtiyacımız var... Sonuçta kim ne derse desin yaratıcı birdir ve bütün dinlerdeki ortaklıklarda buluşmaya çalışıp birbirimizle buluşmaya, kucaklaşmaya çalışmamız daha hayırlı olur. Sonuçta hepimiz aynı yerden geliyoruz ve Allah'ın sevgisi hepimizin üzerinde ve içindedir... Saygılarımla
Allah razi olsun, bu kadar
Allah razi olsun, bu kadar guzel bir yorum yapilamazdi . Cok tesekkurler
ALLAH RAZI OLSUN verdiginiz
ALLAH RAZI OLSUN verdiginiz bılgıler için insallah allahın izni ile islam sancağını en güzel bir şekilde taşiyacagız
Yeni yorum gönder